LAKTASYONDAKİ İNEKLERİN BESLENMESİ

BÜYÜK BAŞ HAYVANCILIK

LAKTASYONDAKİ (SAĞIM DÖNEMİNDEKİ) İNEKLERİN BESLENMELERİ
İneklerin sağım dönemindeki beslenmeleri, süt verimi düzeyleri, kuru madde tüketme kabiliyetleri ve canlı ağırlık kayıpları dikkate alınarak üç döneme ayrılır. Bunları şöyle sıralayabiliriz .

1.Dönem: Doğumdan sonraki ilk 10 hafta
2.Dönem: Doğumdan sonraki 10-20. haftalar arası
3.Dönem: Doğumdan sonraki 20. haftadan kuruya çıkarılana kadar geçen süre.

Laktasyon döneminin yukarıda belirtildiği gibi üç kısma ayrılmasına neden olan değişimler hayvanın (a) süt veriminde, (b) yem tüketme kabiliyetinde ve (c) canlı ağırlığında görülen değişikliklerdir. Doğumdan sonra hayvanın süt verimi 8-10 hafta içerisinde en yüksek düzeye ulaşır.Buna karşın ineğin yem tüketme kabiliyeti süt verimindeki artışı karşılayacak hızla yükselemez ve hayvanın yem tüketimi en yüksek kapasiteye ancak doğumdan sonraki 20. hafta civarlarında ulaşır.
Bu nedenle laktasyonun ilk döneminde yüksek verimli ineklerde özellikle enerji bakımından bir eksik beslenme söz konusudur. Hayvan bu eksikliği kendi vücut yağlarından telafi eder.
Dolayısıyla da bir canlı ağırlık kaybı meydana gelir. Zaten yüksek verimli ineklerde doğumdan sonraki ilk 2-3 aylık dönemde 60 kg civarında bir canlı ağırlık kaybı olması normal karşılanır. Ancak bu kayıp daha fazla bir düzeyde meydana gelmiş ve devam ediyorsa ciddi bir eksik beslenme sorunu var demektir.

Birinci dönem (doğumdan sonraki ilk 10 hafta):

İneğin doğum yapmasını takiben başlayan sağımın bu ilk döneminde uygulanacak bakım ve besleme uygulamaları, hayvandan bir sağım döneminde toplam ne kadar süt alınabileceğini belirleyen başlıca etkendir.Bu dönemde iyi bir bakım ve besleme uygulanması inekten bir sağım döneminde elde edilecek toplam süt veriminin en yüksek düzeye çıkmasını sağlar. Bir ineğin verimliliğini herhangi bir günde verdiği süt miktarı değil, ortalama 305 gün olarak kabul edilen bir sağım döneminde elde edilen toplam süt verimi belirler.

Laktasyonun birinci döneminde süt verimini kısıtlayan en büyük problem, hayvanın en yüksek süt verimi düzeyine bu dönemde ulaşmasına rağmen yem tüketiminin yeterince artamamasıdır.Bu durum eğer bazı önlemler alınmazsa ve ineğe yardımcı olacak tedbirler uygulanmazsa istenilen süt veriminin alınamamasına ve bazı sağlık problemlerine yol açar. Bu nedenle şu kurallara mutlaka dikkat edilmelidir :

1. Bu dönemde mutlaka ve mutlaka iyi kaliteli bir kaba yem kullanılmalıdır. Eğer iyi kaliteli kaba yem olanakları kısıtlıysa kaliteli kaba yemler hayvanların bu dönemleri için ayrılmalıdır.

2. Hayvana yedirilen günlük toplam yemin mümkünse yarısı fakat en az % 40 ’ını kaba yem oluşturmalıdır. Bu oran kuru madde esasına göre sağlanmalıdır. Silajların yaklaşık 3-4 kg’ ının 1 kg kuru yeme denk geldiği hesaba katılmalıdır.

3. Yem tüketimini artırabilmek için eğer ayrı veriliyorsa konsantre yem günde olabildiğince fazla sayıda öğüne bölünerek yedirilmelidir.

4. Kaba yemin en az yarısı 5 cm’ den daha uzun doğranmış olmalıdır. İnce kıyılmış mısır silajı,pancar posası,domates ve elma posaları gibi ince ve lif bakımından zayıf uzunluğa sahip yemlerin kaba kıyılmış 3-4 kg kuru otlarla karıştırılarak verilmesi hem sindirilebilirliği artırır hem de hayvanın asidozis, mide dönmesi,ayak hastalıkları gibi bozukluklardan korunmasına yardımcı olur.

5.Günlük süt verimi takip edilerek verilecek yem miktarı süt verimine göre ayarlanmalıdır. Bu amaçla doğumu takiben ilk 8-10 günde konsantre yem miktarı yavaş yavaş artırılarak 8-9 kg’ a çıkarılır.Daha sonra süt verimi arttıkça konsantre yem miktarı da günde 500-750 gr. artırılır. Bu artış süt verimindeki artış duruncaya kadar ve hayvanın gereksinimleri karşılanıncaya kadar devam ettirilir.

6. Eğer imkan varsa kaba ve konsantre yem karıştırılarak birlikte verilmelidir.

7. Yüksek süt veriminden doğan enerji ihtiyacını karşılayabilmek için günlük olarak yeme hayvan başına 500 gr kadar yağ ilave edilebilir. Verilecek olan yağın doymuş yağlardan oluşması tavsiye edilir.

8. Hayvanların önünde her istedikleri zaman içebilecekleri şekilde içme suyu bulundurulmalıdır.

9. Hazırlanan rasyon % 18-19 ham protein içermeli ve by-pass protein düzeyi yüksek olmalıdır.
Bu dönemde aşağıdaki problemlerle karşılaşmak mümkündür.


Ketozis:

Bu bozukluk yüksek süt verimine sahip ineklerin enerji bakımından eksik beslemesi ve bunun sonucu da enerji eksikliğini telafi etmek amacı ile vücuttaki yağların aşırı kullanılması sonucu meydana gelir. Hayvanların doğumdan önce aşırı yağlandırılmaları hastalığı hazırlayıcı rol oynar. Bir ahırdaki ineklerin tümüne verimine bakılmaksızın aynı miktarda yem verilmesi durumu oluşturan başlıca etkendir.

Bu şekilde besleme ineklerin doğuma yakın süt verimlerinin aşırı düştüğü dönemde fazla yem almaları nedeni ile yağlanmalarına,doğumdan sonra ise eksik beslenmelerine neden olmaktadır. Bu nedenle ahırdaki ineklerin süt verimleri belirli aralıklarla tespit edilerek her hayvan verimine göre farklı beslenmelidir.

Ketozise yakalanan hayvanlarda süt verimi hızlı bir şekilde azalır ve yem tüketimi düşer.Hastalığın ileri derecesinde hayvanın aşırı sinirli, huzursuz olduğu dişlerini gıcırdattığı ve kalkmak istemediği gözlenir. Nefesinde aseton kokusu hissedilir.

Hastalık ölüme kadar gidebilir. Hastalıktan korunmak için laktasyonun ilk dönemi için yukarıda belirtilen kurallara dikkat edilmelidir. Türkiye’de ileri derecede olmasa da doğumdan sonra süt veriminde hızlı düşüşle ve yem tüketiminde azalma ile karakterize olan şekline oldukça yaygın şekilde rastlamaktadır.

Bu nedenle bir hayvandan bir laktasyon döneminde alınabilecek en yüksek toplam süt verimini alabilmek için, bir ahırdaki hayvanların süt verimlerini takip ederek hayvanları verimlerine göre ayrı miktarlarda yemle beslemek çok önemlidir.

Asidozis:

Bu hastalık ineklerin doğumdan sonra süt verimlerinde meydana gelen hızlı artış nedeni ile, yeterli alıştırma dönemi sağlanmadan, verilen konsantre yemin hızla artırılmasından kaynaklanır. Bu nedenle günlük konsantre yem artışları günde 500-750 g’ı geçmemelidir.

Asidozisin diğer bir nedeni de kaba yemin lifli yapısal kısmının yetersiz olmasıdır. Bu durum göz önüne alınarak verilecek kaba yemin yarısının 5 cm’ den uzun kıyılmış olması sağlanmalıdır. Patoz samanı gibi ince kıyılmış kuru otlar,ince kıyılmış mısır silajı, pancar ve domates posası gibi yapısal bakımdan zayıf olan kaba yemler geviş getirme ve tükürük salgılanmasını yeteri derecede uyarmadıkları için klinik veya hafif asidozis oluşumuna neden olurlar.

Bu hastalıkta sindirim sistemi bozulur,ishal, işkembede şişkinlik, yem tüketimi ve süt veriminde azalma görülür. Hayvanlar ayak hastalıklarına yatkındır. Bu gibi yapısal bakımdan fakir yemlerin bir miktar kaba kıyılmış kuru ot veya samanla karıştırılarak verilmesi önleyici tedbir olarak düşünülmelidir.
Süt humması (hipokalsemi):

Daha çok üçüncü sağım dönemini aşmış yüksek verimli ineklerde, doğumdan sonraki ilk dönemde ağız sütü ve süt ile fazla miktarda kalsiyum harcanması sonucu meydana gelen ve hayvanın doğumdan sonra yatıp kalkamaması ile görülen bir hastalıktır. Kuru dönemin sonlarına doğru hayvanlara yüksek miktarda kalsiyum verilmesi ve doğumdan sonra da kalsiyum bakımından eksik besleme hastalığın hazırlayıcı sebeplerindendir.

Mide dönmesi:


Daha çok yetersiz yada yapısal bakımdan zayıf kaba yem yedirilmesi sonucu oluşan sığırların son kısımdaki midelerinin (abomasum) dönmesi yada yer değiştirmesi ile karakterize bir hastalıktır.

İştah kaybı, süt veriminde düşüklük, sindirim sisteminin hareketlerinin durması görülen başlıca belirtileridir. Otların taze olduğu dönemde meraya çıkarılan hayvanlarda başka kaba yem verilmemesi de sebep olabilir. Bu gibi merada otlayan hayvanlara mera dönüşü kaba kıyılmış kuru otlar verilmelidir.

Veteriner hekim kontrolü ile teşhis konulur. Tedavi edilemezse zehirlenme sonucu ölüme kadar ilerleyen bir hastalıktır.



İkinci dönem (doğumdan sonraki 10-20. haftalar arası):

İkinci dönem süt verimindeki artışın duraklayıp yavaş yavaş azalmaya başladığı dönemdir. Bu dönemdeki azalmanın olabildiğince yavaş olması sağım dönemindeki toplam süt verimini etkileyen en önemli faktörlerden biridir.

Bunun başarılabilmesi de büyük ölçüde ilk dönemde iyi bir bakım ve besleme uygulanmasına bağlıdır.

Tabi aynı bilinçli uygulama ikinci dönemde de devam ettirilmelidir.Laktasyonun ikinci döneminde de kaba yemin mümkün olduğu kadar kaliteli olması ve süt veriminin takip edilerek süt verimine göre rasyon düzenlenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu dönem birinci döneme göre daha kolay bir dönemdir.

Çünkü süt verimi yüksek olsa da hayvanın yem tüketimi de yükselmiştir, böylece ineğin enerji ve besin maddeleri gereksinimi rahatlıkla karşılanabilir. Hazırlanan rasyon % 16 ham protein içermeli

Laktasyonun bu döneminde de ilk dönemdeki kurallara dikkat etmek gerekir ve dikkat edilmediği takdirde aynı beslenme bozukları oluşabilir.

Üçüncü dönem (doğumdan sonraki 20. haftadan kuruya çıkıncaya kadar geçen dönem):

Laktasyonun üçüncü dönemi hayvanın bakım ve beslenmesinin en kolay yürütülebildiği dönemdir. Çünkü yem tüketimi artık belirli bir düzeyin üzerindedir ve süt verimi hızla azalmaktadır.

Bu dönemdeki problem hayvanın besin maddesi ve enerji gereksinimlerinin karşılanamaması değil çok hayvanın aşırı beslenmesi ve yağlandırılmasıdır. Bu nedenle ineğin süt verimi çok iyi takip edilmeli ve süt verimi azaldıkça verilen yem miktarı da azaltılmalıdır. Hazırlanan rasyon % 14 ham protein içermeli Eğer bu azaltma yapılmazsa hayvan aşırı yağlanır.

Bunu sonucu olarakda güç doğum, ketozis, sonraki laktasyon döneminde verim düşüklüğü döl tutmama gibi bozukluklar meydana gelir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder